BIOS Nasıl Çalışır? İlk olarak tasarlandığında BIOS’un 4 fonksiyonu vardı: Sisteminiz her
açıldığında, temel bir donanım kontrolü yaparak bir arıza olup
olmadığını tespit etmek (Power On Self Test – POST), sistem çalıştıktan
sonra RAM belleği devamlı olarak tazelemek (bu, artık yonga seti
tarafından gerçekleştiriliyor).
Diğer iki temel fonksiyondan biri, sistem açıldığında bazı ufak RAM
bloklarını rezerve edip, bu bloklara sisteminiz hakkında bilgiler
yazmak. Bunun amacı da, yazılımlarınızın sisteminizdeki donanımlar
hakkında bilgi sahibi olabilmesi, örneğin bir yazılımın, bellekteki
belli bir alana bakarak kaç GB’lık bir disk kullandığınızı ve kaç tane
diskinizin olduğunu anlayabilmesi. Bu bloklara BIOS Data Area deniyor.
Temel BIOS işlevlerinden sonuncusu ise, yazılımlarınızın donanımınız ile
iletişebilmesini sağlamak, böylece adını aldığı işlemi, temel
giriş/çıkış işlevlerini gerçekleştirmek.Kaynakwh:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Günümüzde, gelişmiş işletim sistemleri BIOS’un yaptığı bir çok işi
üzerlerine almış durumdalar. BIOS hala var ve temel işlemler için
gerekli, ama işletim sistemleri çoğu BIOS parametresini de es
geçebiliyorlar. Örneğin, BIOS’un Setup ekranına girip, sisteme takılı
disklerinizden birisini devre dışı bıraksanız da, Windows’a girdiğinizde
diskin yerli yerinde olduğunu görebiliyorsunuz.
Sistem Açılırken
BIOS’un ilk işlevi, sistemin açılmasını sağlamak. Eğer işlemcinize bir
şeyler yapmasını söylemezseniz, anakartınızın üzerine kendi başına, bir
şey yapmadan çalışıp duracaktır. Oysa BIOS, işlemcinize ilk temel
komutları vererek, sistemin açılış sürecini başlatır. POST işlemi
tamamlandıktan sonra da kontrolü diğer programlara bırakır. Bu sayede
PC’lerimizin evrensel olması sağlanır, yani işletim sistemine özel
BIOS’a gerek kalmaz. BIOS işini yapıp kontrolü devreder, ondan sonra işi
ister Windows XP devralır, ister Linux, ister BeOS.
Şu CMOS Denilen Şey?
Bazı yerlerde “CMOS Setup” yada “CMOS’u sıfırladım” gibi ifadeler
okumuş, duymuş olabilirsiniz. BIOS derken şimdi nereden çıktı bu CMOS,
gelin bakalım.
Biraz önce söylediğimiz gibi, BIOS, sadece okunabilir bir ROM bellek
yongasında kayıtlıdır. Bu durumda, BIOS’da yaptığınız ayarları kaydetmek
için bir yer gerekiyor tabii ki. İşte CMOS burada devreye giriyor.
CMOS, uzun ismi Complimentary Metal Oxide Semiconductor olan bir bellek
çeşidi. BIOS’un ayar ekranlarına girip yaptığınız değişiklikler, bu CMOS
yongasına kaydediliyor. Sistem kapatıldığında yonganın içindeki
bilgiler kaybolmasın diye de anakartınızın üzerinde bir pil var, bu pil
CMOS yongasını yıllarca besleyebiliyor. Hani bazen kullanıcıların “BIOS,
yaptığım sistem ayarlarını kaydetmiyor, sistem her açıldığında ayarlar
sıfırlanıyor” şikayetlerini duyarsınız. İşte bu şikayetlerin nedeni ya
CMOS’un arızalı olması, yada pilin bitmiş olması nedeni ile içine
kaydedilen bilgileri unutması.
Kimi zaman kullanıcılara BIOS Setup’da yanlış bir ayar yaparlar ve
sistemleri açılmaz olur. İşte o zaman “BIOS’u sıfırla” diye akıl
veririz. Aslında önerdiğimiz şey BIOS’un sıfırlanması değil, bunu
yapabilseydik sistemimiz çalışmaz olurdu. Burada kastedilen şey, BIOS
ayarlarının kaydedildiği, az önce tanıttığımız CMOS’un içerdiği verileri
sıfırlamak, sistemin varsayılan ayarlar ile açılmasını sağlamak.
Güncel anakartların üzerinde “CMOS Clear” yada “CLR RTC” gibi
etiketlenmiş bir köprü bulunur, bu köprü genelde BIOS’un kayıtlı olduğu
Flash ROM yongasının yakınındadır. Bu köprünün yerini bulmanın en kolay
ve garantili yolu, anakartınızın kitapçığına başvurmaktır. Bu köprüyü
kapattığınızda, yani jumper dediğimiz ufak parça yada bir tornavida ucu
yardımızla içi ucu birleştirdiğinizde, CMOS’da kayıtlı tüm bilgiler
gider, sisteme yaptığınız bütün ince ayarlar sıfırlanır.
BIOS’un sahip olduğu sistem ayar ekranlarına erişimin en yaygın yolu,
sisteminiz açılırken DEL tuşuna basmak. Zaten sisteminiz açılırken
beliren “Press DEL to enter Setup” yazısı mutlaka gözünüze takılmıştır,
işte o yazı size BIOS’a girişin yolunu gösteriyor. Kimi anakartlarda
Setup ekranına ulaşmak için DEL tuşu yerine ESC, F1 yada F2 tuşlarına
basıldığı da oluyor, ama en yaygın yöntem DEL tuşuna basmak.
Bazı Gizemli BIOS Ayarları
BIOS’un System Setup ekranlarında bütün ayarları bu kısıtlı sayfalarda
aktarmak mümkün değil. Biz bütün ayarları sıralamak yerine, çok sık
rastlanan, ama ne işe yaradıkları tam bilinmeyen, üzerlerinde bazı
efsaneler dolaşan bazı gizemli ayarlardan bahsetmek, onların ne işe
yaradıklarını anlatmayı tercih ediyoruz.
*
AGP Aperture Size:
BIOS ayarlarının en çok tartışılanlarından biridir AGP Aperture Size.
Çoğu zaman, performansa büyük etkisi olduğu yolunda yada belleği
tükettiği yönünde yanlış inanışlar vardır. Oysa durum böyle değil. AGP
sistemi sayesinde, ekran kartınız, sistem belleğinizin bir kısmını sanki
kendi üzerindeki bellekmiş gibi kullanabilir. İşte AGP Aperture Size,
ekran kartının sistem belleğinin ne kadarını kendisi için
kullanabileceğini belirliyor. Yanlış anlamayın, burada belirlenen bir
limit, yani bu miktarda belleği direkt olarak bloke etmiyorsunuz. Ekran
kartı, bu miktara kadar olan bellek alanına gerek duyarsa
ulaşabileceğini anlıyor bu limit sayesinde. Örneğin ekran kartınızda
64MB bellek var, Aperture Size olarak da 64MB seçerseniz, uygulamalar
sistemde toplam 128MB grafik belleği olduğunu düşünüyorlar. AGP Aperture
Size’ın performansa etkisi olduğu iddia edilsede, bu etki günümüz
uygulamalarında ciddi düzeyde değildir. Tek dikkat edeceğiniz şey,
miktarını ekran kartınızın RAM miktarından az, sisteminizdeki bellek
miktarından ise fazla tutmayın.
*
AGP Driving Control:
Özellikle AMD işlemciler için tasarlanmış anakartlarda çok rastlanan bir
ayardır. Bu ayar üzerinde de efsaneler dolaşır, kullanıcılara “filanca
değere getirirseniz daha iyi olur” gibi asılsız tavsiyelerde bulunulur.
Oysa gerçekte, ekran kartınızı çalıştırmakta bir sorun yaşamadığınız
sürece bu değerle oynamanıza gerek yoktur.
*
Power On After AC Failure: Bazı kullanıcılarımız “sabah kalktım ki
sistem kendi kendine açılmış, nasıl olur” diye sorularlar. Bu işin sırrı
işte bu seçenekte gizli. İsminin “PWR On After PWR Loss” gibi çeşitli
varyasyonları olabilen bu seçenek, sistemin bağlı olduğu şehir elektriği
kesilir, sonra yine gelirse sistemin kendi kendine çalışmaya başlayıp
başlamamasını ayarlar. Eğer bu seçeneği “On” yada “Enabled” yaparsanız,
elektrik kesilip tekrar geldiğinde sistem kendi kendine açılır, siz de
sistemi çalışır durumda bulursunuz. Yeni anakartlarda bu madde için bir
de "Previous State" seçeneği var. Bunu seçerseniz, elektrik kesildiğinde
sistem çalışıyorsa, elektrik geldiğinde yeniden çalışmaya başlar,
kesinti olduğunda sistem kapalıysa, elektrik geldiğinde de kapalı kalır.
*
Floppy Mode 3 Support: Her BIOS’da bulunan, ama ne işe yaradığını
kimsenin bilmediği bir seçenektir. Bu özellik, sadece Japonya’da yaygın
olan, 1.2MB’lık bir 3.5” disket formatını desteklemekte kullanılır.
Bizler için hiç bir önemi ve anlamı yok.
*
VGA Palette Snooping: Her BIOS’da olan, ama ne işe yaradığı bilinmeyen
bir diğer ayar. Sadece çok eski video yakalama (capture) ve MPEG oynatma
kartları tarafından kullanılır ve bu kartların, ekran görüntüsünü
yakalamasını sağlar. “Disable” durumda bırakın, çünkü günümüzde hiç bir
anlamı yok.
*
Virus Warning:
Çoğu BIOS’da rastladığımız bu seçenek, sanıldığının aksine bir dahili
virüs koruması değil. Evet, bu seçeneği aktifleştirdiğinizde bir
uygulama sabit diskinizin boot sektörüne yada partiton tablosuna yazmaya
kalkıştığında anakartınız alarm verir, ama bu her zaman virüs demek
değildir. Örneğin, bu seçenek aktif olduğunda Windows kurmaya
çalıştığınızda da virüs uyarısı alırsınız. Windows 95 ilk çıktığında
yayılan “bu işletim sistemi virüslü, kurmaya kalktım sistem alarm verdi”
efsanesi işte buradan çıkmıştı. Sanıldığının aksine, sisteminizin
genelini virüslere karşı korumak gibi bir özelliği de yoktur,
dolayısıyla bu seçeneği aktif hale getirip, sisteminizi virüslere karşı
tamamiyle güvende zannetmeyin.
*
Paralel Port Mode:
Yazıcınızı ve tarayıcınızı bağladığınız paralel port (LPT diye geçer)
için bu ayar yine her BIOS’da bulunur. Standart, ECP ve EPP
seçeneklerini görebilirsiniz. Standart, en eski haliyle, tek yönlü
paralel bağlantıdır, sadece PC yazıcıya veri gönderebilir, yazıcı PC’ye
veri yollayamaz. Günümüz yazıcılarından çoğu bu ayar ile çalışmaz
“Bidirectional Connection Required” uyarısı ile iki yönlü iletişim
yapabilecek bir paralel porta ihtiyaç duyduklarını belirtirler. Bu
gerekliliği, ayarı ECP yada EPP seçeneklerinden birisine getirerek
karşılayabilirsiniz, ECP’ye getirmeniz önerilir. EPP, Enhanced Paralel
Port demektir ve Intel, Xircom, Zenith gibi firmalar tarafından
oluşturulmuş bir standarttır. ECP, Extended Capabilities Port demektir,
Microsoft ve HP tarafından yaratılmıştır. Her iki sistem de paralel port
bağlantısını hızlandırmayı hedefler. ECP portu yazıcı ve tarayıcılar
için, EPP ise paralel portu kullanan yazıcı dışındaki araçlar için
uygundur. ECP modu, DMA ve tampon bellek gibi avantajlara sahiptir.
*
Gate A20 Option:
İşte PC’nin çok eski zamanlarından günümüze gelen bir seçenek. Temel
olarak klavye kontrolcüsü ile ilgilidir, varsayılan ayardan farklı bir
değere getirmeniz gerekmez.
*
CPU L2 Cache ECC Check:
ECC, bellek hatalarını belirleyip, düzeltmeye yarayan bir sistemdir. Bu
seçeneği aktif hale getirmeniz, işlemcinin kullandığı Level 2 tampon
belleğin ECC fonksiyonuna sahip olup olmamasını belirler. Güncel
işlemciler L2 cache belleklerini işlemcinin içinde taşıdıkları için bu
ayarın anlamı kalmıyor. Bu ayar daha çok L2 tampon belleğin işlemci
çekirdeğinin dışında olduğu sistemler için geçerli. Aktif hale
geldiğinde, performansa çok ufak miktarda olumsuz etkisi olacaktır.
*
Swap Floppy Drive:
Eğer iki disket sürücünüz varsa, bu seçenek ile A: olarak görünenin B:,
B: olarak görünenin ise A: olarak görünmesini sağlayabilirsiniz. Bu
seçeneği olmayan BIOS’larda aynı işi yapmak için sistemi söküp,
sürücülerin kablolarını değiştirmeniz gerekecektir.
*
Typematic Ayarları:
Her BIOS’da bulunan tarihi ayarlardan birisi de bu seçenekler. Klavyede
bir tuşa basılı tuttuğunuzda, tuşun kaç saniye sonra devamlı basılı
kaldığının anlaşılacağını, basılı kalan tuşun ardı ardına karakter
basarken saniyede kaç karakter basacağını bu ayar belirler. Güncel
sistemlerde genelde devre dışıdır, bizim önerimiz de varsayılan
değerlerde bırakmanız.
*
Report No FDD for Win95:
Windows 95’in kötü bir huyu vardır, sisteminizde disket sürücü olmasa
bile varmış gibi davranıp sorun yaratabilir. Eğer sisteminizde disket
sürücü yoksa ve Windows 95 kullanıyorsanız, bu ayarı aktif hale getirin,
sorunlar çözülsün. Aksi halde varsayılan değerinde bırakın.
*
Memory Hole at 15M-16M:
Yine her BIOS’da bulunan ve temelleri çok eskiye dayanan bir seçenek.
Kimi eski ISA kartların taşıdıkları BIOS’lar (Evet, ek donanımların
kendi BIOS’ları da olabilir) sistem belleğinin 15MB ile 16MB’ları
arasındaki bir bölüme yerleşirler. Eğer böyle bir kartınız varsa,
çalışabilmesi için bu seçeneği “Enabled” yapmalısınız. Günümüzde bu
durumu gerektirecek bir donanım yok denebilir.
*
USB Keyboard Support:
Ülkemizde hala yaygın değiller ama sisteme USB üzerinden bağlanan
klavyeler dünyada var. Bu ayarın “OS” ve “BIOS” gibi iki seçeneği
vardır. Eğer bir USB klavyeniz varsa ve bu klavyeyi DOS gibi işletim
sistemlerinde de kullanmak istiyorsanız, bu seçeneği BIOS yapmalısınız.
Aksi halde, örneğin bir BIOS güncellemesi için sistemi disketten
açtığınızda klavyeniz çalışmaz. Kaynakwh:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] *
Force Update ESCD:
ESCD, Extended System Configuration Data kelimelerinin baş harflerinden
oluşan bir kısaltmadır. Tak-Çalıştır (Plug ‘n Play) sistemi ile
bağlantılı olan bu birim, sistem kaynaklarının çeşitli donanımlar
arasında dağılımını düzenler. Sisteminize yeni bir kart taktığınızda, bu
seçeneği aktif hale getirip sisteminizi yeniden başlatmanız, yeni
kartın sistem tarafından tanınmasını kolaylaştırabilir. Bu seçenek
işlevini tamamladıktan sonra yine devre dışı hale gelir.
*
PCI Latency Timer:
Bu değer, bir PCI kartın, PCI veriyolunu ne kadar süreyle meşgul
edebileceğini belirler. Çok yükseltmeniz yada çok azaltmanız sorun
yaratacaktır, genelde varsayılan değer olan 32’de bırakın.
*
VGA use IRQ ve USB use IRQ: Bu seçenekler ekran kartınızın ve USB
kontrolcünüzün bir sistem kesmesi (IRQ) kullanıp kullanmayacağını
belirler. Güncel bir ekran kartınız varsa “VGA use IRQ” seçeneğini
mutlaka onaylamalısınız. Eğer sisteminizde hiç bir USB cihaz
kullanmıyorsanız, “USB use IRQ” seçeneğini kapatabilirsiniz.
*
Boot Other Devices: Yeni anakartlarda, sistemin sıra ile hangi
araçlardan açılabileceğini seçtiğimiz kısımda, bir de bu seçenek var.
Anlamı ise, sistemin eğer belirttiğimiz cihazlardan açılamazsa, başka
cihazlara da erişip erişmeyeceğini belirlemek. Örneğin siz sistemin
açılacağı cihazları sırasıyla Hard Disk, CD-ROM ve SCSI olarak
seçtiyseniz ve bu seçeneği de aktif hale getirdiyseniz, sistem bu
cihazlardan boot edemezse, bu sefer disket sürücüyü de kontrol
edecektir.
*
Delay IDE Init: Bazı eski sabit disklerin, çalışmaya başlamarı ile
kullanıma hazır olmaları arasında belli bir süre gerekmektedir. Eğer bu
kadar antika bir diskiniz varsa, diskinizin hazır olması için gereken
süreyi buradan ayarlayabilirsiniz. Sistem, açılmadan önce diskinizin
kullanıma hazır hale gelmesini bekleyecektir.
*
Run VGABIOS if S3 Resume: Sadece çok yeni anakartlarda gördüğümüz bu
seçenek, Suspend-to-RAM (STR) moduna girdikten sonra kendine gelemeyen
ekran kartınızı, yeniden çalışmaya ikna etmenizi sağlar. Eğer sisteminiz
bekleme (stand-by) durumuna geçtikten sonra, yeniden sistemi kullanmak
istediğinizde bütün cihazlar çalışmaya başlıyor ama monitöre görüntü bir
türlü gelmiyorsa, bu seçeneği aktif hale getirin.